Comfy | Premium magazine theme for WordPress

This option will reset the home page of this site. Restoring any closed widgets or categories.

Reset

suriye


TÜRKLERİN SURİYE'YE YERLEŞMESİ

Önasya'ya Türk göçlerinin başlangıç tarihi çok kesin olarak bilinmemektedir. Aslnda, Anadolu ve Suriye'ye Türk boylarının göçleri, Türklerin tarih sahnesine çıktıkları dönemlere kadar uzanır. Sakalar, Hazarlar, Hunlar hatta Sümerler bunlardan bazılarıdır. Muhtemelen İslâm ordularının Ortaasya'ya ulaştığı tarihten itibaren Oğuz boylarının akıncıları, Irak ve Suriye'de görülmeye başladılar. Hilafet merkezinin Bağdat'da taşındığı M.750 yılından itibaren Abbasi Halifesi saraylarında Türk komutan ve askerlerinin sayıları ve etkileri hızla artmaya başladı.

Selçuklu Türkleri Gazneliler ile 1040 yılında yaptıkları Dandanakan Savaşı'nı kazandıktan sonra, Rey, İsfahan, Azerbaycan, Erivan, Anadolu ve Irak üzerine doğru ilerlemişlerdir. Hanoğlu Hasan isimli Türkmen boylarının kumandanı, 1063 yılında Diyarbakır'a yerleşerek, Suriye ve Bizans topraklarına akınlar düzenlemiştir. Hanoğlu Hasan'ın, Halep'te bulunan Mirsadoğulları'nın yardım teklifini kabul etmesiyle, Türklerin Suriye'ye girişleri başlamıştır. Türk boyları Afşin ve Sanduk Beyler komutasında Halep'e akınlarda bulunmuşlardı. 1069-1070 yıllarında Kurlu ve Atsız beyler, Remle şehrine yerleşip, Güney Suriye'yi tamamen ellerine geçirmişledir.

Moğollar ve Haçlı ordularının baskısına maruz kalan Türkmen oymakları bazan Anadolu'dan Suriye'ye, bazan da Suriye'den Anadolu'ya göç etmişlerdir. Anadolu Selçuklu Ordusu'nun Moğollar karşısında 1243 Kösedağ Muharebesinde yenilmesi üzerine, Tükmen boyları, Sultan Baybars (1260-1277) zamanında 40.000 çadırlık bir topluluk halinde Halep bölgesine gelerek yerleşmişlerdir. Böylece XIII. Yüzyılın ikinci yarısında, Suriye'nin kuzeyi de tam manasıyla Türkmen yurdu haline gelmiştir. Bugün de verdiğimiz bu tarihi bilgilere uygun olark, Suriye'de yaşayan soydaşlarımız yoğun olarak Lazkiye ve Halep çevresinde yaşamaktadırlar.

Ayrıca, Şam dahil olmak üzere diğer bölgelerde de, azınlık halinde Türkler bulunmaktadır.

 

SURİYE - LAZKİYE BÖLGESİ

LAZKİYE BÖLGESİ
Suriye'nin en büyük liman kenti olan Lazkiye, 1950'den sınra büyük gelişme, göstermiştir. Bunun üzerine kent merkezindeki Türk nüfusuna ilaveten çevrede bulunan Türkmen köylerinden çok sayıda insan şehir merkezine göç etmiştir. Köylerden göç eden Türkmenler, Lazkiye'nin giriş kapıları ve kuzey yönü ağırlıklı olmak üzere, şehrin muhtelif vaoşlarında Türkmen Harası ve Türkmen Mahallesi adlarıyla semtler oluşturmuşlardır.
Lazkiye vilayet merkezi ve Kesep Nahiyesi'ne bağlı 6; Bucak bölgesinde sahil boyunca 84, Behlüliye Nahiyesi'ne bağlı 2; Bayır Nahiyesi merkezine tabi Kebele'nin kuzeyinde 27, doğrusunda 8, güneyinde 11; İncesu'nun batısında, güneye doğru 28, doğusunda 29; Çercüm deresinin Türk hududuna doğru olan bölümünde 20, doğusunda 17; Cebeli Seman'ın doğusunda, nahiye merkezi ile birlikte 16; Kilis'in güneyinde Azer Kasabaı'na bağlı (Azer ile Afşin suyu arasında) 17, güneyinde 3 olmak üzere bu bölgete toplam 265 Türk köyü bulunmaktadır.
Osmanlı Devleti parçalanmadan önce Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay gibi bulunduğu yörenin Türk nüfusu idari merkezi Halep'ti. Bugün de Halep, Türkmenlerin çoğunlukta olduğu Kurtdağ, Azar, Bab, Münbiç ve Carablus gibi bölgelerin idare merkezidir. Halep halen, birçok Türk mimari ve sanat eserinin bulunduğu ve sokaklarında Türkçe'nin konuşullduğu bir şehirdir. 1906 yılında yayımlanmış olan Halep Vilayeti Salnamesi'nde yer alan Türkçe mahalle isimleri şunlardır: Hamidiye, Aziziye, Selimiye, Akyol, Altunboğaz, Oğulbey, Badıncık, Balıbulgur, Tatarlar, Karaman, Çukurcuk, Çukurkestal, Hamzabey, Hensebil, Haraphan, Şakirağa, Şahinbey, Saçlıhan, Farfara, Kazasker, Kilise, Küçükkilise, Mahmutbey, Müstadembey, Harundere.

Şehir içerisinde bulunan bu mahallelere ilaveten, Kurdağı Kazası'nda 105; Azer Kazası'nda 46; Bab Kazası'nda 51; Münbiç Kazası'nda 53; Carablus Kzası'nda 95, olmak üzere Halep Bölgesinde de toplam 350 Türk köyü mevcuttur. Suriye'de bu iki bölgenin dışında da Türklerin yaşadığı yörelerin bulunduğunu söylemiştik. O yöreler şunlardır:

TELKELE YÖRESİ
Bu yöre, Suriye'nin Hama-Humus şehirleri ve Lübnan sınırı arasında kalan kısımdır. Türkmenler genellikle Humus şehrinde bulunurlar, fakat Hama şehrinde de önemli bir Türkmen topluluğu yaşamaktadır.

KUNAYTARA YÖRESİ
Bu yöre Suriye'nin İsrail sınırında bulunmaktadır. 93 Harbi (1877-1878) esnasında Kafkasya'nın Dağıstan ve Karaçay bölgelerinden getirtilen Türkler, bu yörelere iskân edilmişlerdir. Fakat Arap-İsrail Savaşı'ndan sonra bir kısmı yurtlarını terkederek Halep ve Şam'a göç etmişlerdir.

SURİYE CARABLUS CİVARINDAKİ TÜRKMEN AŞİRETLERİ

CARABLUS CİAVARINDAKİ TÜRKMEN AŞİRETLERİ

1) Carablus etrafında iki Türkmen aşireti vardır. Biri İlbeğli, digeriBeğdili. Bunların her ikiside Türkmendirler. 
Bunlardan başak Türkmen yoktur. Bunlardan Beğdililer ihtıyarların ihtıyarların eski hikaylerine ve ifadelerine göre Yozgat tarflarındna gelmişlerdir. Bunlar vaktiyle aşiret ve göçebe halinde orda yaşarlar. Hükümet tarfından görülen luzum üzerine Kadıoğlu Yusuf Paşa bunların Rakka eyaletinde iskanlarına memur edilmiştir. Bu suretle 80 bin hane haklıyla buralara yerleşmişlerdir. Uzun muddet çadır hayatı yasamıslardır. 
O vakit aşiretın basında Şahin bey, Friuz Bey Muhayyem bey namıda üç birdaerlerle amcazdeleri Atamca Bey bulunuyorlarmış. Bu zat ikincı derece reislerden imiş. Vaktiyle bu aşiret halkından bir kısmı Firuz Bey'le beraber Acem Şahı'nın muvaffaktıyla İran da gösterilen yere gitmişler (tümü alevi -kızlbas oldukalrı için ), mütebakısı burda kalmıslardır. Bunların Rakka ve Urfa etrafındaki Dögerli ve Beğdili aşiretelri ile münasbetleri vardır. Aynı uruktan olduklarını idda ediyorlar. Bunların Adana ve Konya daki Afşar larada münasebetleri vardır. Carablus un cenubunda Avşar bucagı denilen yurt hala bu ismi muhafaza etmektedir.

2) Beğdili ve civarındaki Türkmenler in dili Türkmen lehçesidir. 'k' ları 'kh' gibi telaffuz ederler. 'nerde' yerine 'harda' derler. halk yerine oba, nasıl yerıne hayla, yıkandıkalrı hamam gibi yerlere sulakh:sulak derler kollarındaki gömlekten uzun sarkan parcaya erkeklerde çapıkh (kürtlerde huçık) kadınlarda salma derler. 
''Beni heyacana getirdi, müteessir etti, izetti nefsıme dokundu '' yerine ''bana koydu '' derler. Bu Türkmenler mazii naklilerı (mış )lahikasiyle kullnırlar.

3) Beğdili evvelce Barak ve Türkmen namalrı ile ikiye ayrılmıstır. 
Baraklar Torun, İsalı, Abdurrezzaklı, Kördölü, Adıklı, Karakurak oyamaklarıa, Türkmnler ise Karaşıhlı, Araplı, Bekmeşli, Güneş, Kadırlı, Şarkevi Ocaklarınıa ayrılmıştır. İçlerinde Karkın namıile bir oymak vardır. Bunların oymak reislerine 'Aga ' denir

4) Şimdi bunların umumi beyı yoktur. Vaktıyle varmış. bundan başka, vaktıyle Akaçay ile Rakka arsında bu gün '' Türkmen colapı denılen mahalde oturan Türkmenlerden bir ev bulunuyorki reisine Öteden beri ''Budakh'' beyi :Budak beyi ve Turhan beyi derler. Ve bu evi ruhani nufuza malik bir oacak olarak tanımaktadırlar. Bu gün oymaklar arsında merkez vasifesını gören bir ocaktan ibarettir.

5) Beğdili ile İlbeğli arasında bir münasebet görünmüyur. Hatta, aşiret davalrında Baraklar la Türkmnler, Begdililer birleştıgı halde İlbeğliler karısmıyorlar. (ilbeyi hangi ilin beyi oldugu bilinmiyor )
İlbeyli ler, Beğdililerden daha evvel burdaimişler. Süleyman Şah la beraber gelen Türkmenlerden olduklarını idda ediyorlar ''İlbeğli lerin Beyıne Akmelekoğlu diyorlar ''. bazı İhtıyarların rivayetlerine göre, evvelce beyleri yokmuş, Bey geldikten sonra İlbeğli demişler. Güya bey, hükümet tarfından Kemah taki ''Akmelek Uşakları '' oyamgından tayin deilmiştir. Şimdiki Beyin ismi Haydar beydir.

6) Begdili oyamkları bir takım zümerlere ayrılıyor. Bunlara oba dedkleri gibi her zümernın eski Dedeleri namına nisbetle hususi adları da vardır. Ezcümle, yukarıda ismi gecen Abdulrezzaklı oymagının bölündüğü obalara büyük d edelerinin ismine nisbetle Çaprazlı, Tiryakili, Batmanlı, Mahmutlu denilmektedir.

7) Türkmenlerin çadır hayatı artık nihayet bulmak üzeredir. Bunların içinden pez azı yanlız davarcılıkla istıgal 
ettikleri için 'köçer:köçebe '' hayatı yaşarlar. hemen umumiyetle denecek dercede ziraatcı ve binayınaleyh köylerde ikamet etmektedirler. Bunların göçebe olanları kşın geldiği zaman cenup a daogru sıcak yerlere, meskene cihetıne gıderler. Ve hasat zamanı geri dönerler. Bu aşiretler, Crablus un 5-6 saat garbicenubisinde cerayan eden Sacur çayının etrafında 12 saatlik bir muhit içinde bulunan köylerde yaşarlar. Bu köylerden bazıları : Taşlıhöyük, Havahöyüğü, Bozhöyük, Nabga, halis, Bıliz, Kerpiçli, Aktaş, Kantara, Yağıcı, Kefersarı, Çortan, Mollayakup, Kurcahöyük, telili, Bıluh, Yelveren Çuhra, Kabaagaç, Çiftlik (Yazır), Davutoğlu, Elifoğlu, Hürremoğlu, Bozalioğlu, Kabisoğlu, Danaoğlu, Koyunbata, Kuara, Kersantaş, Kalcan, izan, Dişkmetaş, Kemrik, Küfrut, Akçaköy, Dazhöyük, Yarımca, çakıroğlu, Bayındır, Yarımtepe, Tayyar, Mezar, Söğütlü, İkizce, Eminlik, Kayan (kayılar).

8) Carablus etrafındaki Türkmenlerle Belikh Türkmenleri aynı aşirettendir. Belikh etrafındakilere Şarkevi derler Reislerine Budakh Beyi derler. Lazikiye de ki ve Antalyadaki Türkmnleri tanıyorlar ve münasebet idda ediyorlar. hatta, aşiret husumetlerinde biri diğerine malen muavenet te bulndukları işitiliyor. Şam ve Hama etrfındada Türkmnler bulunuyor.

9) Carablus etrafındeki umum türkmnlerin nüfusu 20 bin kadar tahmin edilebilir. Bunların hepisi Müslümandırlar fakat, kısmen nüfusa mukkayet degıllerdir.

10) Düğün adetleri: Bunlarda tesettür adeti olmadıgından, oğlan kız biri diğerini görmek için müşkülat çekmezler. Her hangi bir erken istedıgı bir genç kızı ve kadını istedıgı zazman görebilir. Bununiçin bunlarda görmek, begenmek ve sevmek pek kolaydır. Begendikten ve sevdıkten sonra işin ehemmiyetı yanlız''KALIN'' tabir ettikleri agırlıgın (nükud eşya ve mevaşinin ) kızın güzelliğine, mesup oldugu ailenin servetıne ve aşiret içindeki mevkiine göre temin edilip edilmeyecegını kestırmekten ibarat kalır. 
O galan evi bunu göze aldıkatan sonra. Artık kzın sahipleri ile anlaşmak zamanı gelmiş olur. Tabii bu sıralarda, hülyalar içinde oğlanın sık sık o köye, hatta eve gelip gıtmesi, fazla sokulması kızın validesının arzu ve muvaffakatına bir deil gıbı ıtıbar olunur..

kaynak : Ziya Gökalp/ Kürt Aşiretleri Hakkında Soyolojık tespitler ---sosyal yayınları s93-94

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol