Comfy | Premium magazine theme for WordPress

This option will reset the home page of this site. Restoring any closed widgets or categories.

Reset

sivas tarihce

SİVAS TARİHÇE

Eski adı "Sebastia" olan Sivas, Anadolu'nun en eski ve önemli yerleşim merkezlerinden biridir. Kazı ve araştırmalarda ele geçen buluntular, yörede ilk yerleşimin Neolitik Çağ'a (M.Ö. 8000-5500) uzandığını göstermektedir. Kent M.Ö. 2000'lerde değişik yerleşmelere sahne olmuştur.

M.Ö. 17. yüzyılda Hitit sınırları içinde yer alan kentin güney kesimi Geç Hitit devletleri döneminde Tilgarimmu adıyla anılmaya başladı. M.Ö. 8. yüzyılda Kimmer ve İskit istilalarına uğradı. M.Ö. 6. yüzyıl başlarında Medler'in, aynı yüzyılın ortalarında da Persler'in egmenliğine girdi. M.Ö. 4. yüzylılın ikinci yarısındaki kısa süreli Büyük İskender'in Makedonya yönetiminin ardından Kapadokya Krallığı'na bağlandı. M.S.17'de bütün Kapadokya ile birlikte Roma İmparatorluğu'nun egemenliğine girdi. Bu dönemde kısa sürelerle Partlar'ın ve Sasaniler'in eline geçti. Bizans döneminde önce Armeniakon Tehması'nın sınırları içindeydi. 12. yüzyılda Sebasteia Tehması'na bağlandı.

Selçuklu Türkleri Malazgirt Savaşı'ndan önce Sivas'a kadar uzanmış ve 1059'a doğru bir ara kenti ele geçirmişlerdi. Ancak yörenin kesin olarak Türk egemenliğine girmesi Malazgirt Zaferi'nden kısa bir süre sonra gerçekleşti. Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın kumandanlarındanEmir Danişment'in ele geçirdiği kent uzun bir süre Danişmentliler'in elinde kaldıktan sonra 1174'te II. Kılıç Arslan tarafından Selçuklu Devletisınırları içine alındı. Selçuklular döneminde Sivas yeniden gelişti. Kentin surları 1221'e doğru, Sultan I. Alaeddin Keykubad tarafından onartıldı. Kısa bir süre sonra Moğollar'ın saldırıları başladı ve Kösedağ Savaşı'ndan(yenilgisi) (1243) sonra Selçuklu topraklarıyla birlikte Sivas da Moğolların eline geçti.

Kentteki anıtlarının en önemlileri XIII. yüzyılın ikinci yarısındaki İlhanlılar döneminde yapıldı. Sivas, Kayseri ile birlikte İlhanlılar'ın Anadolu'ya gönderdikleri valiler taradından merkez olarak kullanıldı. XIV. yüzyılın ilk yarısında Sivas'a gelen İbn-i Batuta, burayı İlhanlılar'ın Anadoluda'ki en büyük şehri olarak tanımlar. İlhanlı valilerinden Alaeddin Eratna Bey, 1345'te bağımsızlığını ilan ederek, önce devletine merkez olarak Sivas'ı seçtiyse de daha sonra Kayseri'ye taşındı. Eratna'nın 1353'de ölümünden sonra Kadı Burhanettin onun yerini aldı, ancak Akkoyunlubeyi Karayülük Osman ile yaptığı bir savaşta öldü (1398). Bunun üzerine Sivaslılar topraklarını Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıd'a teslim ettiler. 1400 yazında Timur Sivas'ı ele geçirdi, şehri savunan askerleri öldürttü, halkı kılıçtan geçirtti, şehri yağmalattı ve surları yıktırttı. Timur istilasından sonra şehir bir süre Kadı Burhaneddin'in damadı Mezid Bey'in elinde kaldı. 1403-1408 arasında yeniden Osmanlı hakimiyetine geçti ve bir eyalet merkezi oldu.

XVII. ve XIX. yüzyıllar arasında zaman zaman Anadolu'da meydana gelen ayaklanmalardan zarar gördü. 1649'da şehirden geçen Evliya Çelebi, surların kuşattığı alanda 44 mahalleye bölünmüş 4 600 ev bulunduğunu, ayrıca Yukarıkale adını verdiği İçkale ve Paşa kalesindekilerle bu sayının 6 060'ı bulduğunu yazar. XIX. yüzyıl gezginlerinin kent nüfusu için verdikleri rakamlar genellikle birbirini tutmaz. Bu yüzyılın sonuna doğru nüfusun 30.000-45.000 arasında değiştiği sanılmaktadır.

XIX. yüzyıl başında bütün Osmanlı topraklarında Islahat Devri başlamıştır. Önce 7 sancak ve 72 kazadan oluşan Sivas, gittikçe daralmış ve önemini kaybetmiştir. Valiliğine bile mirimiranlar atanıyordu. 1813'te bu usulden vazgeçilerek yeniden vezir atanmasına başlandı. Bir yıl sonra şehirde büyük bir veba salgını başgösterdi. Eyalet teşkilatı bazı küçük değişikliklerle XIX. yüzyıl ortalarına kadar sürmüştür. 1863'te uygulanmaya başlanan vilayetler teşkilatı içinde kurulan Sivas vilayeti; Sivas, Amasya, Tokat ve Şebinkarahisar (Karahisar-ı Şarki) sancaklarına ayrıldı. Bu durum Cumhuriyet döneminde sancakların vilayet haline getirilmesine kadar devam etti.

Sivas'ın Milli Mücadele'nin kazanılmasında önemli bir yeri vardır. Bu mücadelenin hazırlık döneminde Mustafa Kemal Paşa önce, 27 Haziran1919'da Samsun'dan Erzurum Kongresi'ni takiben burda 4 Eylül 1919'da Sivas Kongresi'ni topladı ve 18 Aralık 1919'da Ankara'ya gitmek üzere şehirden ayrıldı.

Gerek 1927'de Chicago Üniversitesi'nden gelen arkeologların ve gerekse 1945 yılında da Türk arkeologların yaptığı kazı ve araştırmalara göre Sivas tarihin ilk dönemlerinden itibaren yerleşim birimi ve şehir merkezidir. Ayrıca en eski dünya medeniyetleri olan Persler, Etiler, Hititler, Asurlar Sivas'ta hüküm sürmüşlerdir.

Karadeniz'in tek yolcu treni olan Samsun Postası Sivas'tan gönderiliyor. Ayrıca Sivas, tren istasyonu olarak büyük bir kavşak konumundadır.Bugün birçok ilin demiryolu bağlantısı direkt olarak Sivas üzerine kuruludur.

Cumhuriyet tarihinin de ilk vagon ve lokomotif fabrikası ve Cer atelyesi TÜDEMSAŞ Sivas'ta 1939’da Sivasta kuruldu.TÜDEMSAŞ kurulduğun da dünyanın en ileri tesislerinden biriydi.2003 yılında, Irak Savaşı'nın başlarında TÜDEMSAŞ Saddam yönetiminin başında bulunduğu Irak’a 300 vagonluk ihracat yaptı. Bugün hala dünyanın değişik yerlerinden TÜDEMSAŞ’a gelen siparişler değerlendirilmektedir.

Atatürk’ün 'Cumhuriyetin Temellerini Burada Attık' dediği Sivas'ta 4 Eylül 1919'da, Sivas Erkek Lisesi'nde toplanan Sivas Kongresi, alınan kararlar bakımından Kurtuluş Savaşı öncesi toplanan en önemli kongredir. Hiçbir ülkenin manda ve himayesinin kabul olunmayacağı ve milletin istikbalinin yine milletin azim ve kararıyla kurtulucağı kararları bu kongrede alınmıştır.

Gökmedrese, Çifte Minareli Medrese, Şifaiye Medresesi, Buruciye Medresesi, Ulu Cami kentteki en önemli Selçuklu dönemi eserleridir. Bunlardan Şifahiye Medresesi'ndeki yangın izleri Orta Asya'dan gelip Anadolu'yu ele geçirmeye çalışan Timurlenk'in, 180 000 kişilik ordusu ve filleriyle ani bir baskın yapıp 4.000 kişilik Osmanlı ordusunu gafil avladığında yaptığı büyük tahribat ve zulümün canlı kanıtı olarak korunmaktadır.

Osmanlı döneminde Bölge Eyaleti olmuştur. 1516 yılında alınan karara göre Sivas’a; Kayseri, Tokat, Amasya, Yozgat, Çorum, Divriği ve Arapkir ilçe olarak bağlandı.

Dünyaca ünlü kangal köpeği, Sivas'ta yetişmektedir. Kangal köpeği genetik olarak en mükemmel kombinasyonlardan birine sahiptir ve yüksek seviyede eğitilebilirlik özelliği taşımaktadır.

Türkiye'nin önemli enerji kaynaklarından biri olan Kangal Termik Santralı Sivas'tadır. Ayrıca burada Türkiye'nin en büyük linyit işletmesi bulunmaktadır.

Türkiye Cumhuriyetinin 14. devlet üniversitesi olan Cumhuriyet Üniversitesi, 1974'te Sivas'a 5 km uzaklıkta Kayseri yolu üzerine kurulmuştur.

Türkiye'nin en uzun nehri olan Kızılırmak, Sivas-Kızıldağ'dan doğmaktadır.

TEDAŞ'ın 2003 raporlarına göre Sivas, tüm Türkiye genelinde Kütahya'dan sonra en az kaçak elektrik kullanılan 2. şehir olmuştur.

İklim 

Sivas, çok sert bir karasal iklim yapısına sahiptir. Kışları çok soğuk ve sert geçer, kış aylarında bol kar yağışı görülür ve ortalama 4-5 ay karla örtülüdür. Yazları sıcak kurak ve kısa süreli, ilkbahar ve sonbahar ayları yağmurlu geçer. Her ne kadar kışlar soğuk geçse de, ilin Kuzey bölümünde (Kelkit Vadisi bölümlerinde), Koyulhisar, Suşehri, Doganşar, Gölova, Akıncılarilçelerinde karadeniz iklimine gecis görülür. Zara, İmranlı, Hafik, Yıldızeli ilçelerinin ise kuzey kesimlerinde karasal iklimden tipik Karadeniz iklimine geçiş görülür. Bu bölgelerde, iç kesimlere göre havalar ılık geçer.

Sivas coğrafi olarak İç Anadolu, Dogu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinin kesiştiği noktadadır.

Yapılan gözlem ortalamalarına göre (son 50 yıl içinde gözlenen) en soğuk ay -34.6 derece ile Ocak ayıdır. En sıcak ay 38.3 derece ile Temmuz ayıdır, aylık yağış ortalaması en yüksek ay Mayıs, en düşük ay Ağustostur. 1992 yılında gözlenen en yüksek nem oranı €.0 ile Aralık ayı; en düşük nem U.2 ile Ağustos ayıdır. Aynı yılda en yüksek basınç 874.1 mb olarak Ocak ayı, en düşük basınç ise 868 mb olarak Şubat ayıdır.

Folklor ve Halk oyunları 

Sivas halkoyunlarinda da bu iklim farklılıkları göze çarpar.Örneğin:İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölümlerinde Halay,Uzunhava(davul,zurna)ya rastlanırken,kuzeyde yani Karadeniz bölümlerinde(Suşehri,,Koyulhisar v.b.) ise horon(kemençe ve davul zurna ile)rastlamak mümkündür.Bunlar Sivas´ın Halkoyunları ve Folklör açısından oldukça zengin olduğunu kanıtlar.

 

kaynak:tr.wikipedia.org

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol